CAN TOSUN “Gönül rahatlığı ile mücevher alımı için sertifika alana da satana da iyi gelir”
Ülkemizde mücevhere artan ilgi son 15 yılda büyük bir ivme kazandı. 15-20 yıl önce sadece lüks tüketim grubu içinde değerlendirilen ve belirli sayıdaki kişinin hedef kitle içinde yer aldığı mücevher sektöründe, bugün çok daha geniş kitleler potansiyel alıcı olarak firmaların karşısında yer alıyor. Pazar büyüdükçe çeşitli risklerde artış kaçınılmaz oluyor. Örneğin sentetik taşın doğal taş gibi satışa sunulması veya taşların sınıflandırılmasında olduğundan farklı beyanlarda bulunulması.
Sektörümüzün önde gelen değerli taş uzmanlarından ve markası Elit Diamond ile yıllardır piyasanın içinde yer alan Can Tosun; günümüzde uluslararası kuruluşların verdiği sertifika olmadan mücevher alışverişinin büyük riskler içerdiğini, sertifika ile satılan mücevherin hem satana hem de alana huzur vereceğini söyledi.
Yaklaşık 10 yıl önce sertifika eşliğinde mücevher alımının %10-15 seviyelerde bulunduğunu hatırlatan Can Tosun; “Bugün ise satılan mücevherlerin %80’den fazlası uluslararası sertifika eşliğinde tüketiciye sunuluyor. Birçok değerli gemoloji laboratuvarı ülkemizde hizmet sunuyor. Piyasada artan sentetik taş kabusunun ve taş sınıflandırmalarındaki hataların, sahtekarlıkların önüne geçmek için en iyisi sertifika eşliğinde alım yapmaktır” diyor.
“Sertifikasız Pırlanta Satışları 2023 Yılında Minimum Düzeye İndi”
Bu yıl içinde sertifikasız pırlanta satışlarının çok azaldığını, son tüketicinin aldığı pırlanta ile ilgili en ufak bir kaygı taşımaması için sertifikalı olmasına dikkat ettiğini belirten Tosun; bu konuyla ilgili de görüşlerini şöyle ifade etti:
“Artık nerdeyse 0.25 karatlık bir taş içinde sertifika isteniyor. Açıkçası sertifikalı taş satışı bizimde tercih ettiğimiz bir durum. Son dönemde ‘ön inceleme raporu’ ismiyle bir başka sertifikalandırma çıktı. Adı üstünde ön inceleme yapılıyor. Bu rapor asla gerçek bir sertifikasyon değildir. Mücevhere ülke çapında artan ilgi var. Tabi ki piyasa şartları ve alım gücünde yaşanan düşüşler, geçmiş yıllardaki ticaret hacminin görülmesini engelliyor. Yılın ikinci yarısının ilk yarısına göre daha iyi geçeceğine inanıyoruz.”
