Hep söylerdi hep uyarırdı keşke daha çok dinleseydik
Değerli Turan Keser; kuyumcu dostlarımızı “Altın vuruş” tehlikesine karşı hep uyarmıştı… Özellikle bakiyeli sistemi eleştiren Rahmetli Turan Keser; “Bakiye; pimi çekilmiş bir bombadır ne zaman ve kimin elinde patlayacağı belli olmaz ve mutlaka bir yerde patlar” demişti…
Her zaman kuyumculuk sektörünü meşgul eden bazen azalan bazen artan “Altın vuruş” olayları tekrar yoğun bir şekilde sektörümüzün gündemine geldi. Özellikle piyasaların bu ekstra sakinliğinde altın vuruş olaylarının yarası çok daha derin oluyor. Balaban Kuyumculuk kurucusu, yakın zaman önce kaybettiğimiz kıymetli sektör büyüğümüz Turan Keser; bu konuyla ilgili hep esnafı, dostlarını uyarıyordu.
Bakiyeli sistemi ülkemizde terk eden ve yıllardır peşin çalışma prensibiyle hareket eden ilk ve nadir firmalarımızdan biri olan Balaban Kuyumculuk; günümüzde de yine aynı disiplin ile çalışmalarına devam ediyor.
Bakın bundan birkaç yıl önce Rahmetli Turan Keser adeta günümüzün tablosunu çizmiş ve yine uyarılarını şöyle yapmıştı:
Son yıllarda kuyumculuk mesleğinin çok büyük bir erozyona uğradığını, yaşanan sektörel daralmayı kullanarak, piyasadaki çok sayıda üreticiden mallarını alan ve sonra ödemesini yapmayan, sırra kadem basan pek çok kuyum üreticisini soyan, kalpazanların türediğini söylemişti.
Kuyumculuk sektöründe hergün kilolarca altın elden ele piyasada dolaşıyor. Sürekli dönen bu çarkın içine son dönemde sık sık çeşitli virüsler giriş yapıyor. Bu virüsler; özellikle kuyum üreticilerini gafil avlayarak, onların ürünlerini tatlı dille alıyor, ödeme günü gelince ortadan kayboluyor. Bir değil üç değil beş değil, her ay bu tip vakaların olduğunu duyuyoruz. Bir de bu durumları gizleyen, sahtekarların tuzağına düşen ve kandırıldığından dolayı utanarak, hakkını arayamayan sektör mensuplarımız var.
Turan Keser birkaç yıl önce yaptığı açıklamasında şu konulara değinmişti. Şimdi o sözleri tekrar hatırlayalım:
“Kuyum üreticisini soyan kişilerin bu kalpazanlığı bir iş kolu haline getirdiğini kaydeden Turan Keser, “İlk önce birkaç kez peşin para ile alım yapıyorlar. Daha sonra, belli bir güven kazanınca bakiyeli ürün talep ediyorlar. Tabi ki bu alımı belki de 20 firmadan aynı anda yapıyor. Ortaya dev rakamlar çıkıyor. En acısı da bu illegal işleri yapan kişilerin, kanuni boşlukları da kullanarak ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşmaya devam etmeleridir” diye konuştu.
Piyasalardaki genel durgunluğun bu tip sahtekarların sayısını arttırdığını vurgulayan Keser; sözlerini şöyle sürdürmüş:
“Kuyumculuk sektörünün başı boş olmasının, masaya elini vuracak bir meslek örgütüne sahip olmamasının ve bu tip düzenbazların işlerini zorlaştıracak mesleki bir yapılanmanın bulunmaması sorunları büyütüyor. İşin ilginç tarafı ise bu tip kalpazanlıkların çok sıklıkla yaşanmasına rağmen, benim kuyumcu dostum gereken dersi ve mesajı alamıyor. Peki ne yapalım? Öncelikle peşin çalışma prensibine sıkı sıkı sarılmak lazım. Sektörümüzün yetkili kurumlarında, bu tip illegal olaylara karışan kişilerin deşifre edilmesi gerekiyor. Adam bu işi meslek haline getirmiş. Bir vurgunu yapıyor. İki sene sonra tekrar aynı yoldan giderek, bazen başka bazen ise aynı kişileri kandırıyor. Dünyanın en kolay kandırılacak meslek grubu biz kuyumcularız. Çocuğun elinden bir şekeri alamayız. Kuyumcudan ise kilolarca altın bir kelime ile rahatlıkla alınabiliyor. Birlik içinde hareket etmeliyiz. Bu kişilerin tekrar tekrar sahtekarlık yapmasının önüne geçmeliyiz.”