SEKTÖR > Güvene dayalı sektörümüzde güven duyulacak kişilerin sayısı hızla azalıyor mu?

Güvene dayalı sektörümüzde güven duyulacak kişilerin sayısı hızla azalıyor mu?

Kadir Eren “Sektörümüz sözleşmesiz, imzasız ticaret yapmanın ağır bedelini ödedi ve ödemeye devam ediyor. Altın vuruş olarak tabir edilen ve her an karşımıza çıkan, onlarca kişinin huzurunu kaçıran, psikolojisini bozan bu vakaların 2025 Türkiye’sinde yaşanması kabul edilemez. Bakiyesiz çalışma, sözleşme eşliğinde ticaret yapma ayıp değildir. Güvene dayanan sektörümüzde o güvenin dayanağı olan insanların hızla değiştiğini görmezden gelemeyiz.”

Kuyumculuk sektörümüz oldukça zorlu bir süreçten geçiyor. Özellikle kuyum ihracatında yaşanan kayıplar hem firmalarımızın küçülmesine, istihdamın sektörde azalmasına ve çok ciddi maddi kayıplara yol açıyor. Altın fiyatlarının da rekor seviyede olması, zorlu mevzuatların ağır yükü gibi daha birçok faktör kuyumcularımızı kara kara düşündürüyor. Tüm bu sıkıntıların üstüne bir de altın vuruş olarak tabir edilen, yıllar içinde esnafa güven veren ve elde ettiği bu güven sayesinde kilolarca altınla sırra kadem basan sözde sektör mensuplarının vakaları bitmek bilmiyor.

Doğaner Kıymetli Madenler firma ortağı, deneyimli sektör mensubumuz Kadir Eren; yaşanan bu vurgun olaylarının sektörümüzün yıllardır kanayan bir yarası olduğunu, sözleşmeli ticaret yapmadan böylesi büyük risklerin artık omuzlarda taşınamayacağını vurguluyor.

Kadir Eren; 35 yıldan fazla bir süredir sektörün içinde olduğunu ve sürekli bu vurgun olayları yaşanmasına rağmen kimsenin bu sorunu çözmek için elini taşın altına sokmadığını dile getiriyor.

Bugünün zorlu piyasa koşullarında imzasız, sözleşmesiz alacak verecek yapmanın çok büyük riskleri olduğunu vurgulayan Kadir Eren; sözlerini şöyle sürdürdü:

“Altın vuruşu yerli de yabancı sözde kuyumcu yapabiliyor. Gramı 4000 TL’nin üzerinde değere sahip bir emtiadan bahsediyoruz. Bu altın vuruş olayları yüzlerce oldu. Bakiyeli ticaret yapmanın riski artık taşınacak boyutta değil. Zaten kuyumculuk sektörü iç piyasada büyük rekabet içinde ayakta kalma mücadelesi veriyor. Zaten çok düşük işçilik fiyatlarıyla çarklar döndürülmeye çalışılıyor. Bir de böylesi vurgun olaylarıyla herkes çok acı olaylar ile demoralize oluyor. Az sayıda olsa da sektörümüzde bazı firmalar uzun zamandır peşin çalışma prensibiyle hareket ediyorlar. Peşin çalışan, bakiye vermeyen firmaların hiç battığını veya büyük zararlar yaşadığını da duymadım. Madem sektörümüzün dinamikleri ve oyuncuları değişti. Şartlar değişti. Piyasa koşulları değişti o zaman niye bakiyeli ticaret değişmesin. Her kuyumcu bir gün kayıp yaşamak zorunda mı olacak? Unutmayın bu tip olaylarda sadece maddi kayıplar yaşanmıyor. Yaşanan stres nedeniyle bazı amansız hastalıkların kapısı da aralanıyor.”